Javascript must be enabled to continue!
Ahmet Mithat Efendi’nin Ahmet Metin ve Şirzat Romanında Tarihsel Hafıza
View through CrossRef
Tarih bilimi, kaçınılmaz olarak geçmişe dayandığı için bir ‘hatırlama’, ‘hafızada arama’, ‘hatırlatma’ etkinliğidir. Dolayısıyla insanın, tarihsel bilgiye dayanan bir hafızası ve hatırlama biçiminden söz konusudur. Öte yandan edebiyat ise esasen dil, düşünce, hayal, hafıza ve çağrışıma dayanan bir sanat etkinliğidir. Özellikle konu ya da kurmaca bir araç olarak tarih bilgisinden yola çıkan eserlerde ‘tarihsel hafızaya’ bağlı bir hatırlama biçimi ortaya çıkar. Böylece yazı, dil, yaşantı, zaman, söylem gibi anlatısal araçları bakımından tarih bilimi ve edebiyat arasında kurgusal ve tahkiyevi bir ortaklığın varlığından söz edilebilir. Bu bağlamda okunduğunda, Türk edebiyatında ilk Türk romancılarından biri olan Ahmet Mithat Efendi’nin Ahmet Metin ve Şirzat romanında tarihe dayalı bir hatırlama biçimi söz konusudur. Bu romanda Ahmet Mithat Efendi, tarih algısı bakımından 19. yüzyılın romantik tarih anlayışının etkisindedir. Romantik tarih algısına bağlı olarak geçmişe ideolojik ve idealist bir perspektifte bakan yazar, iki örnek kahraman yaratmıştır. Bu çerçevede romanın merkezi kahramanları Ahmet Metin ile Şirzat, Osmanlı-Müslüman-Türk kimliğini temsil eden birer prototiptirler. Roman, Ahmet Metin’in Selçuklu asilzadesi Şirzat’ın maceralarını anlatan bir tarih kitabının peşine düşerek Sicilya’ya yaptığı deniz yolculuğundan oluşmaktadır. Yazar-anlatıcı bu yolculukta tarih kitapları, seyahatname, sözlük, ansiklopedi gibi çeşitli kaynaklara başvurur. Bu makalede, Ahmet Metin ve Şirzat romanında merkezi bir konumda yer alan tarihsel hafızanın görünme biçimleri incelenmektedir. Çünkü romanda anlatıcı veya kahramanların neleri hatırladığı, hatırlamanın amacı, hafızanın anlam ve nitelikleri, anlatının özünü ve odak noktasını temsil eder.
Title: Ahmet Mithat Efendi’nin Ahmet Metin ve Şirzat Romanında Tarihsel Hafıza
Description:
Tarih bilimi, kaçınılmaz olarak geçmişe dayandığı için bir ‘hatırlama’, ‘hafızada arama’, ‘hatırlatma’ etkinliğidir.
Dolayısıyla insanın, tarihsel bilgiye dayanan bir hafızası ve hatırlama biçiminden söz konusudur.
Öte yandan edebiyat ise esasen dil, düşünce, hayal, hafıza ve çağrışıma dayanan bir sanat etkinliğidir.
Özellikle konu ya da kurmaca bir araç olarak tarih bilgisinden yola çıkan eserlerde ‘tarihsel hafızaya’ bağlı bir hatırlama biçimi ortaya çıkar.
Böylece yazı, dil, yaşantı, zaman, söylem gibi anlatısal araçları bakımından tarih bilimi ve edebiyat arasında kurgusal ve tahkiyevi bir ortaklığın varlığından söz edilebilir.
Bu bağlamda okunduğunda, Türk edebiyatında ilk Türk romancılarından biri olan Ahmet Mithat Efendi’nin Ahmet Metin ve Şirzat romanında tarihe dayalı bir hatırlama biçimi söz konusudur.
Bu romanda Ahmet Mithat Efendi, tarih algısı bakımından 19.
yüzyılın romantik tarih anlayışının etkisindedir.
Romantik tarih algısına bağlı olarak geçmişe ideolojik ve idealist bir perspektifte bakan yazar, iki örnek kahraman yaratmıştır.
Bu çerçevede romanın merkezi kahramanları Ahmet Metin ile Şirzat, Osmanlı-Müslüman-Türk kimliğini temsil eden birer prototiptirler.
Roman, Ahmet Metin’in Selçuklu asilzadesi Şirzat’ın maceralarını anlatan bir tarih kitabının peşine düşerek Sicilya’ya yaptığı deniz yolculuğundan oluşmaktadır.
Yazar-anlatıcı bu yolculukta tarih kitapları, seyahatname, sözlük, ansiklopedi gibi çeşitli kaynaklara başvurur.
Bu makalede, Ahmet Metin ve Şirzat romanında merkezi bir konumda yer alan tarihsel hafızanın görünme biçimleri incelenmektedir.
Çünkü romanda anlatıcı veya kahramanların neleri hatırladığı, hatırlamanın amacı, hafızanın anlam ve nitelikleri, anlatının özünü ve odak noktasını temsil eder.
Related Results
Kızılbaşlıkla İtham Edilen Bir Nakîbü’l-Eşrâf Seyyid Mahmut Efendi’nin Hayatı ve Şeceresi
Kızılbaşlıkla İtham Edilen Bir Nakîbü’l-Eşrâf Seyyid Mahmut Efendi’nin Hayatı ve Şeceresi
Osmanlı Devleti’nde “Feyzullah Efendizâdeler” olarak ün kazanmış Şeyhülislâm Feyzullah Efendi’nin ailesi, torunları, damatları ve akrabaları, ilmiye teşkilatı içerisinde birçok k...
MAKTÜL ŞEYHÜLİSLÂM FEYZULLAH EFENDİ’NİN TORUNU NAKÎBÜ’L-EŞRÂF ABDULLAH EFENDİ’NİN HAYATI VE TEREKESİ
MAKTÜL ŞEYHÜLİSLÂM FEYZULLAH EFENDİ’NİN TORUNU NAKÎBÜ’L-EŞRÂF ABDULLAH EFENDİ’NİN HAYATI VE TEREKESİ
Osmanlı Devleti’nde “Feyzullah Efendizâdeler” olarak ün kazanmış Şeyhülislâm Feyzullah Efendi’nin ailesi ve akrabaları, devletin üst düzey farklı birçok kademesinde görev almıştır....
Ali Haydar Efendi’nin Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’ye Yönelttiği Tenkitler
Ali Haydar Efendi’nin Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’ye Yönelttiği Tenkitler
İslam hukukuna dayalı kanunlaştırmanın ilk örneği olan Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye, hazırlanış şekli ve içeriği itibariyle farklı açılardan eleştiriye konu olmuştur. Kazuistik yöntem...
Ahmet Mithat Efendi’de Sa’y U Amel Düşüncesi ve Râkım Efendi
Ahmet Mithat Efendi’de Sa’y U Amel Düşüncesi ve Râkım Efendi
19. yüzyılda Osmanlı Devleti iktisadi kalkınmayı gerçekleştirmek ve Avrupa devletlerin seviyesine ulaşmak için devlet öncülüğünde birçok girişimde bulunmasına karşın bundan gerekli...
YAZINSAL METİN BAĞLAMINDA KÜFE “METİN DİLBİLİMSEL BİR İNCELEME”
YAZINSAL METİN BAĞLAMINDA KÜFE “METİN DİLBİLİMSEL BİR İNCELEME”
Bir metnin doğru anlaşılabilmesi için anlatıcının kurgu düzleminde tutarlı ve sağlam bir yol izleyerek okuyucuya hem yüzey yapıda hem de derin yapıda bağlamdan kopmadan metin değer...
Klasik Türk Edebiyatında Metin Şerhi, Metin Tahlili, Metin Tenkidi ve Uygulamalı Bir Örneği
Klasik Türk Edebiyatında Metin Şerhi, Metin Tahlili, Metin Tenkidi ve Uygulamalı Bir Örneği
Edebî metinlerin nasıl incelenmesi gerektiği konusu, öteden beri edebiyat araştırmacılarının üzerine en çok düşündükleri meselelerden biridir. Klasik Türk edebiyatı alanında metin ...
The Traditional Ula House of Ali Efendi, the Father of Architect Nail Çakırhan
The Traditional Ula House of Ali Efendi, the Father of Architect Nail Çakırhan
Muğla’nın ilçelerinden biri olan Ula, geleneksel ev dokusunu büyük ölçüde korumuştur. İlçede evler çoğunlukla bahçelerinin bir kanadına inşa edilmiş olup, bir veya iki katlıdır. Ul...
OSMANLI DEVLETİ’NİN İKAMET ELÇİLİĞİNE UYUM SÜRECİNDE MEHMED SAİD GALİB EFENDİ’NİN FRANSA ELÇİLİĞİ (1802-1803)
OSMANLI DEVLETİ’NİN İKAMET ELÇİLİĞİNE UYUM SÜRECİNDE MEHMED SAİD GALİB EFENDİ’NİN FRANSA ELÇİLİĞİ (1802-1803)
Kanuni Sultan Süleyman dönemi itibarıyla resmen başlamış olan Osmanlı-Fransız diplomatik ilişkileri, XVIII. yüzyıla kadar çoğunlukla Fransa’nın İstanbul’da bulunan elçileri vasıtas...


