Search engine for discovering works of Art, research articles, and books related to Art and Culture
ShareThis
Javascript must be enabled to continue!

“EN KARA”DAN “ANKARA”YA: AHMET İHSAN TOKGÖZ’ÜN ANKARA YAZILARI

View through CrossRef
1891 yılında yayımlanmaya başlayan Servet-i Fünûn, edebiyatımızın batılılaşması hususunda önemli görevler üstlenen bir mecmuadır. Edebiyat-ı Cedide topluluğuna ev sahipliği yapan mecmuada şiir, roman, makale, deneme, mensur şiir türlerinde pek çok eser neşredilmiştir. Yayımlandığı dönemde önemli bir boşluğu dolduran dergide seyahat yazısı türünde de pek çok eser basılır. Bu eserler içerisinde en dikkat çekicilerinden bazıları ise aynı zamanda derginin sahibi olan Ahmet İhsan Tokgöz tarafından kaleme alınan Ankara ile ilgili gezi yazılarıdır. 1893 yılının Temmuz ayı içinde Ahmet İhsan imzasıyla beş seri hâlinde yayımlanan “Ankara Müşahedatı”, bu yazılardan ilkidir. Ankara Müşahedatı, Cumhuriyet döneminden evvel Ankara’nın özelliklerini yansıtır. Ahmet İhsan’ın Ankara ile ilgili bir diğer yazısı, 1 Şubat 1927 tarihli Servet-i Fünûn’da yayımlanan “Ankara’da Ne Gördüm?”dür. Yazar, bu yazısında ise yaklaşık otuz beş yıl önce gördüğü Ankara’daki sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik değişimi ayrıntılarıyla anlatır. Yazarın o dönemde Ankara’yı İstanbul ile kıyaslaması ve bu kıyaslamada Ankara’yı üstün görmesi dikkat çekmektedir. Ahmet İhsan, Servet-i Fünûn dergisi Uyanış adını aldıktan sonra 1929’da yayımladığı “Ankara’da Dört Gün” adlı yazısında ise başkenti artık bir Avrupa kenti olarak gördüğünü ilan eder ve Ankara’daki değişimler ile ilgili ayrıntılara eğilir. Yazar, 1931 yılından sonra “Ankara Postası” başlığıyla başkenti değerlendiren yazılar kaleme almayı sürdürür. Ahmet İhsan’ın Ankara yazıları, başkentin tarih içindeki gösterdiği değişimi yansıtmasının yanı sıra, bu değişimi kronolojik bir sıra ile dönemin önemli bir aydınının gözünden vermesi bakımından da önemli veriler içermektedir.
Title: “EN KARA”DAN “ANKARA”YA: AHMET İHSAN TOKGÖZ’ÜN ANKARA YAZILARI
Description:
1891 yılında yayımlanmaya başlayan Servet-i Fünûn, edebiyatımızın batılılaşması hususunda önemli görevler üstlenen bir mecmuadır.
Edebiyat-ı Cedide topluluğuna ev sahipliği yapan mecmuada şiir, roman, makale, deneme, mensur şiir türlerinde pek çok eser neşredilmiştir.
Yayımlandığı dönemde önemli bir boşluğu dolduran dergide seyahat yazısı türünde de pek çok eser basılır.
Bu eserler içerisinde en dikkat çekicilerinden bazıları ise aynı zamanda derginin sahibi olan Ahmet İhsan Tokgöz tarafından kaleme alınan Ankara ile ilgili gezi yazılarıdır.
1893 yılının Temmuz ayı içinde Ahmet İhsan imzasıyla beş seri hâlinde yayımlanan “Ankara Müşahedatı”, bu yazılardan ilkidir.
Ankara Müşahedatı, Cumhuriyet döneminden evvel Ankara’nın özelliklerini yansıtır.
Ahmet İhsan’ın Ankara ile ilgili bir diğer yazısı, 1 Şubat 1927 tarihli Servet-i Fünûn’da yayımlanan “Ankara’da Ne Gördüm?”dür.
Yazar, bu yazısında ise yaklaşık otuz beş yıl önce gördüğü Ankara’daki sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik değişimi ayrıntılarıyla anlatır.
Yazarın o dönemde Ankara’yı İstanbul ile kıyaslaması ve bu kıyaslamada Ankara’yı üstün görmesi dikkat çekmektedir.
Ahmet İhsan, Servet-i Fünûn dergisi Uyanış adını aldıktan sonra 1929’da yayımladığı “Ankara’da Dört Gün” adlı yazısında ise başkenti artık bir Avrupa kenti olarak gördüğünü ilan eder ve Ankara’daki değişimler ile ilgili ayrıntılara eğilir.
Yazar, 1931 yılından sonra “Ankara Postası” başlığıyla başkenti değerlendiren yazılar kaleme almayı sürdürür.
Ahmet İhsan’ın Ankara yazıları, başkentin tarih içindeki gösterdiği değişimi yansıtmasının yanı sıra, bu değişimi kronolojik bir sıra ile dönemin önemli bir aydınının gözünden vermesi bakımından da önemli veriler içermektedir.

Related Results

AHMET CEVAT EMRE’NİN YURTDIŞI FAALİYETLERİNE BİR BAKIŞ (1920-1922)
AHMET CEVAT EMRE’NİN YURTDIŞI FAALİYETLERİNE BİR BAKIŞ (1920-1922)
Ahmet Cevat Emre, 1 Eylül 1876-10 Aralık 1961 tarihleri arasında yaşayan Cumhuriyet Dönemi’ne Geçiş Dönemi aydınlarından biridir. Yıldız Hanım ve Hasan Hulki Bey’in tek çocuğu olan...
Eski Türkçe Kara Bodun/Bodun Kara İkilemesinin Semantik Eşdeğerleri
Eski Türkçe Kara Bodun/Bodun Kara İkilemesinin Semantik Eşdeğerleri
Eski Türkçe dönemi metinlerinde sıklıkla kullanılan ķara bodun/bodun ķara ikilemesi “halk, millet, toplumun yönetilen kısmı” gibi anlamları karşılamaktadır. Bu ikilemenin bileşenle...
Faith, Islam and Ihsan in Forming Insan Kamil in the Perspective of Ibn 'Arabi (Thematic Interpretation Study)
Faith, Islam and Ihsan in Forming Insan Kamil in the Perspective of Ibn 'Arabi (Thematic Interpretation Study)
Faith, Islam and ihsan are the three main pillars in the religious teachings brought by the Prophet Muhammad. They are often mentioned in the Qur'an, which is the source of Islamic...
Analisis Faktor-Faktor yang Memengaruhi Kualitas Hidup Penderita Talasemia Anak di RSUD Al-Ihsan Kabupaten Bandung Tahun 2019
Analisis Faktor-Faktor yang Memengaruhi Kualitas Hidup Penderita Talasemia Anak di RSUD Al-Ihsan Kabupaten Bandung Tahun 2019
Talasemia merupakan penyakit genetik dan kronis yang dapat menyebabkan anemia berat sehingga mengganggu kualitas hidup. Penelitian ini bertujuan untuk mengetahui gambaran dan fakto...
TRANSFORMASI DIGITAL EVALUASI AKADEMIK MELALUI SOSIALISASI DAN PENDAMPINGAN APLIKASI UJIAN BERBASIS KOMPUTER DI MA NURUL IHSAN BATURUSA
TRANSFORMASI DIGITAL EVALUASI AKADEMIK MELALUI SOSIALISASI DAN PENDAMPINGAN APLIKASI UJIAN BERBASIS KOMPUTER DI MA NURUL IHSAN BATURUSA
Perkembangan zaman teknologi informasi, komunikasi (TIK) sudah memberikan banyak dampak yang signifikan terhadap berbagai bidang aspek kehidupan, salah satunya dalam bidang dunia p...
Mutiara Iman, Islam dan Ihsan Melalui Tadabur Al Qur’an
Mutiara Iman, Islam dan Ihsan Melalui Tadabur Al Qur’an
Sebagai agama wahyu, Islam memiliki seperangkat ajaran yang terkandung didalamnya berupa ajaran tauhid atau keesaan Tuhan, sistem keyakinan lainnya dan ketentuan-ketentuan yang men...
Dindar Şahsiyeti İnşa Eden Üç Kavram: İslâm-İman-İhsan
Dindar Şahsiyeti İnşa Eden Üç Kavram: İslâm-İman-İhsan
Din, mensuplarının dini ameli ve ahlaki kimliğini şekillendiren en önemli unsurdur. Dindar ise dini, yaşamına uyarlayarak pratize eden kişidir. Tanrı kaynaklı dinin teorik çerçeves...

Back to Top