Javascript must be enabled to continue!
ÇEYİZDEN MABET: BİR KADIN HAYRI
View through CrossRef
Türk kültüründe evlilik geleneklerinin en önemli göstergelerinden birini oluşturan çeyiz, araştırmacılar tarafından daha ziyade maddi bir unsur olarak tanımlanmaktadır. Evlilik yoluyla kurulacak yeni yuvada kullanılacak her tür eşya ve süs çeyiz kapsamına girmektedir. Manevi olarak değerlendirildiğinde ise Genç kızlar için hazırlanan çeyiz, kadının evlilik ile gerçekleştireceği yeni hayatına geçiş için bir araç konumundadır. Bu nedenle geçişin nesnesi olarak kutsal bir değeri ifade eder. Hazırlığı, korunması, taşınması ve serilmesi gibi uygulamalarla şekillenen çeyiz, genç kızın evlilik ile edineceği “eş” ve “anne” rolüne geçişi için bir araçtır.
Bu çalışma; Türk-İslam kültür sahası içinde kadın banilerin çeyiz parası ile yaptırdığına dair sözlü kültürdeki anlatmalar ile ünlenen tespit ettiğimiz üç cami örneğinde çeyiz ile mabet arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır. Bulgaristan’ın Kırcaali ilindeki Yedi Kız Cami, Türkiye’nin İzmir ilindeki Ayşe Kadın Cami ve Kuzey Makedonya’nın Kalkandelen ilindeki Alaca Cami, mimarî niteliklerinden daha çok onları yaptırdığına inanılan kadın banilere ilişkin anlatmalarla ünlenmiş eserlerdir. Söz konusu camiler yapıldıkları dönem eserleri arasında farklı mimarî özellikleri ile önemli görülmesinin yanı sıra özellikle anlatmalara konu olan evlenemeyen kadınların çeyiz paralarıyla yapılan camiler olarak dikkat çekmektedir. Çalışmada, öncelikle bu camiler hakkında bilgi verilmiştir. Camiler hakkında bilgi veren akademik yayınların yanı sıra gezi yazıları, bloglar gibi elektronik kaynaklardan da yararlanılmış ve camilerle ilgili anlatmalar ile inanç ve uygulamalar derlenmiştir. Daha sonra anlatmalar vasıtasıyla hayır geleneği bağlamında çeyiz ile mabet arasındaki kurulan ilişki üzerinde durulmuştur.
Çalışmanın sonucunda camilerin farklılık arz eden mimarî özelliklerinin anlatmalarla kuvvetlendiği ve anlatmalar vasıtasıyla hem mekânların hem de cami yaptıran kadınların kutsallaştırıldığı tespit edilmiştir. Evliliğe geçişi sağlayan kutsal nesne çeyizin, gerçekleşemeyen evlilik sonucunda kutsal bir mekâna dönüşürken, camileri yaptırdığı düşünülen kadınların da manevî olarak yeni bir rol üstlenmelerini sağladığı görülmüştür. Buradan yola çıkılarak; Türk kültüründe çeyizin, maddî bir değerden daha fazlasını ifade eden manevî olarak kutsal bir role geçişi sağlayan bir niteliği olduğunu söylemek mümkündür.
Title: ÇEYİZDEN MABET: BİR KADIN HAYRI
Description:
Türk kültüründe evlilik geleneklerinin en önemli göstergelerinden birini oluşturan çeyiz, araştırmacılar tarafından daha ziyade maddi bir unsur olarak tanımlanmaktadır.
Evlilik yoluyla kurulacak yeni yuvada kullanılacak her tür eşya ve süs çeyiz kapsamına girmektedir.
Manevi olarak değerlendirildiğinde ise Genç kızlar için hazırlanan çeyiz, kadının evlilik ile gerçekleştireceği yeni hayatına geçiş için bir araç konumundadır.
Bu nedenle geçişin nesnesi olarak kutsal bir değeri ifade eder.
Hazırlığı, korunması, taşınması ve serilmesi gibi uygulamalarla şekillenen çeyiz, genç kızın evlilik ile edineceği “eş” ve “anne” rolüne geçişi için bir araçtır.
Bu çalışma; Türk-İslam kültür sahası içinde kadın banilerin çeyiz parası ile yaptırdığına dair sözlü kültürdeki anlatmalar ile ünlenen tespit ettiğimiz üç cami örneğinde çeyiz ile mabet arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır.
Bulgaristan’ın Kırcaali ilindeki Yedi Kız Cami, Türkiye’nin İzmir ilindeki Ayşe Kadın Cami ve Kuzey Makedonya’nın Kalkandelen ilindeki Alaca Cami, mimarî niteliklerinden daha çok onları yaptırdığına inanılan kadın banilere ilişkin anlatmalarla ünlenmiş eserlerdir.
Söz konusu camiler yapıldıkları dönem eserleri arasında farklı mimarî özellikleri ile önemli görülmesinin yanı sıra özellikle anlatmalara konu olan evlenemeyen kadınların çeyiz paralarıyla yapılan camiler olarak dikkat çekmektedir.
Çalışmada, öncelikle bu camiler hakkında bilgi verilmiştir.
Camiler hakkında bilgi veren akademik yayınların yanı sıra gezi yazıları, bloglar gibi elektronik kaynaklardan da yararlanılmış ve camilerle ilgili anlatmalar ile inanç ve uygulamalar derlenmiştir.
Daha sonra anlatmalar vasıtasıyla hayır geleneği bağlamında çeyiz ile mabet arasındaki kurulan ilişki üzerinde durulmuştur.
Çalışmanın sonucunda camilerin farklılık arz eden mimarî özelliklerinin anlatmalarla kuvvetlendiği ve anlatmalar vasıtasıyla hem mekânların hem de cami yaptıran kadınların kutsallaştırıldığı tespit edilmiştir.
Evliliğe geçişi sağlayan kutsal nesne çeyizin, gerçekleşemeyen evlilik sonucunda kutsal bir mekâna dönüşürken, camileri yaptırdığı düşünülen kadınların da manevî olarak yeni bir rol üstlenmelerini sağladığı görülmüştür.
Buradan yola çıkılarak; Türk kültüründe çeyizin, maddî bir değerden daha fazlasını ifade eden manevî olarak kutsal bir role geçişi sağlayan bir niteliği olduğunu söylemek mümkündür.
Related Results
Mâtürîdîlerde İmanda Açıklık
Mâtürîdîlerde İmanda Açıklık
Bu araştırma Mâtürîdîlerin iman alanındaki temel görüş ve kabullerine dayanarak, bu anlayışın imanı örtülü, kapalı bir temelde ele almaya imkân verip vermediğini tartışmaktadır. İm...
Ölümcül Kadın İmgesi Bağlamında Peyami Safa’nın "Cânân"ı
Ölümcül Kadın İmgesi Bağlamında Peyami Safa’nın "Cânân"ı
Çağlar boyunca kötülüğün kaynağı olarak görülen kadın, sanat ve edebiyattaki temsillerinde de bu yönüyle ele alınmaktadır. Kötücül kadın tiplerinden biri olarak, on dokuzuncu yüzyı...
Kadın Şairlerden el-Ḫansā’ bint ‘Amr ve Hind bint ‘Utbe Arasında ‘Ukāẓ Panayırında Yaşanan Mersiye Rekabeti ve Bu Rekabetin Arka Planı
Kadın Şairlerden el-Ḫansā’ bint ‘Amr ve Hind bint ‘Utbe Arasında ‘Ukāẓ Panayırında Yaşanan Mersiye Rekabeti ve Bu Rekabetin Arka Planı
el-Ḫansāʾ bint ‘Amr ve Hind bint ‘Utbe, Arap edebiyatının en önemli kadın şairlerinden olup, ‘Ukāẓ panayırında yaşadıkları mersiye rekabetiyle dikkat çekmişlerdir. el-Ḫansāʾ, ağabe...
Osmanlı Arşiv Belgesine Göre Melike Ahmed Hanım’dan Melek Ahmed Hanım’a
Osmanlı Arşiv Belgesine Göre Melike Ahmed Hanım’dan Melek Ahmed Hanım’a
Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyet döneminin ilk yıllarını kapsayan süreçler içerisinde Türk heykel sanatı adına yapılmış olan çalışmaların kısıtlı olduğu bilinen bir gerçektir....
Nicholas of Cusa’da Tanrı Hakkında Konuşmanın İmkânı
Nicholas of Cusa’da Tanrı Hakkında Konuşmanın İmkânı
Bu çalışmanın amacı, 15. yy.’ın en önemli filozoflarından sayılan Nicholas of Cusa’nın din dili anlayışı ve özellikle Tanrı hakkında ne türden tanımlamaların yapılabileceği konusun...
Nazi İdeolojik Söyleminde Folklora Yapılan Göndermeler: Siegfried Miti
Nazi İdeolojik Söyleminde Folklora Yapılan Göndermeler: Siegfried Miti
Nazi Dönemi (1933-1945), kitlesel propaganda ve kitlesel yönlendirme faaliyetleri bakımından çeşitlilik göstermektedir. Söz konusu faaliyetlerin ideolojik arka planı önemli ölçüde,...
Mutlak-Öznellik ve İslam
Mutlak-Öznellik ve İslam
Günümüz din felsefesinde Tanrı’nın sıfatları önemli bir tartışma konusudur. Tanrı’ya atfedilen sıfatların nasıl anlaşılması gerektiği noktasında çeşitli tartışmalar bulunmaktadır. ...
GERTRUD BÄUMER’NİN İSTANBUL SEYAHATİ (1918) VE OSMANLI KADIN HAREKETİ
GERTRUD BÄUMER’NİN İSTANBUL SEYAHATİ (1918) VE OSMANLI KADIN HAREKETİ
1908 yılında ilan edilen İkinci Meşrutiyet ile başlayan Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vuran özgürlük ve reform talepleri Osmanlı kadın hareketine olumlu katkı yaparak bu a...


