Search engine for discovering works of Art, research articles, and books related to Art and Culture
ShareThis
Javascript must be enabled to continue!

Nûr-nâme-i Muhammed Adlı Miraç-nâme

View through CrossRef
Klasik Türk edebiyatı bünyesinde kaleme alınan manzumeler, türlerine göre incelendiği zaman Hz. Peygamber’i methetmek için yazılan eserlerin çok fazla olduğu görülecektir. Naatlar başta olmak üzere mevlid, hicretü’n-Nebî, esmâ-i Nebî, gazavât-ı Nebî, mucizât-ı Nebî, ahlâku’n-Nebî, hilye, şefâat-nâme, kırk hadis, vefâtü’n-Nebî, Muhammediyye gibi pek çok türün Hz. Muhammed’i anlatmaya çalıştığı ve bunların sayısının da çokluğu fark edilecektir. Müslüman Türk halkının ve divan şairlerinin Hz. Peygamber’e olan sevgisini ve ona verdikleri değeri gösteren bu durum, edebiyatımızın geneline yayılmış ve bu sevgiyi ortaya koymak üzere yazılmış pek çok eserin çıkmasına vesile olmuştur. Onun hayatı sadece edebiyata değil diğer güzel sanat dallarına da ilham kaynağı olmuştur. Hz. Peygamber’in hayatında pek çok olağanüstü hadise/mucize cereyan etmiştir. Bunlardan biri olan miraç, hem Türk edebiyatında hem de diğer Müslüman milletlerin edebiyatlarında sıkça işlenen konulardan biri olmuştur. Miracı anlatan eserler miraç-nâme veya miraciye adıyla daha çok İran ve Türk edebiyatlarında kaleme alınmıştır. Bu konuda en çok eser edebiyat alanında verilmiş olmakla birlikte minyatür, mûsikî, hat ve kitap sanatlarında ele alınan konulardan biri olmuştur. Türk edebiyatında en çok işlenen konulardan biri hâline gelen miraç, başlangıçta siyerlerin bir bölümü olarak ele alınmıştır, daha sonra müstakil bir tür olmuştur. 12. yüzyıldan beri gerek manzum gerekse mensur miraç-nâmeler yazılmıştır. Türk edebiyatında 16. yüzyıldan itibaren divanlarda da yer almaya başlayan miraciyeler, sonraki yüzyıllarda neredeyse her divanda kendine yer bulmuştur. Divan şairleri içinde miraciye yazma geleneği 19. yüzyılda da devam etmiştir. Çalışmaya konu olan 19. yüzyıl divan şairlerinden Zuhrî de eserinde miracı anlatan müelliflerden biridir. Tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda Zuhrî’nin hayatı hakkında bilgi bulunamamıştır. Bu sebeple Zuhrî’ye ait bilgiler -geniş bilgi elde etmek mümkün olmasa da- Nûr-nâme-i Muhammed adlı eserinden çıkarılmıştır. Müellif, eserinde mahlasını iki yerde kullanmıştır. Eserin son beytinde Nûr-nâme-i Muhammed’in 1253/1837 yılında tamamlandığı belirtilmiştir. Mesnevide yer alan üç beyitte Gazi Sultan Mahmud Han zikredilmiştir. Eserin telif tarihinden hareketle bu padişahın Sultan II. Mahmud olduğu anlaşılmaktadır. Zuhrî, mesnevisinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve onun meşhur eseri Mesnevî’yi zikrettiği için ve dahi okuyucuya birkaç yerde “ey dede” diye hitap ettiği için Zuhrî’nin Mevlevi olduğuna kanaat getirilmiştir. Mesnevi nazım şekliyle ve miraciye nazım türüyle kaleme alınan 860 beyitlik Nûr-nâme-i Muhammed, Zuhrî’nin bilinen tek eseridir. Zuhrî, bu eserini üç bölüm olarak tasarlamıştır. Birinci bölümün önemli bir kısmını nûr-ı Muhammedî fikrine ayıran Zuhrî, asıl bölümde Hz. Muhammed’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülmesini, Mescid-i Aksa’dan da Allah’ın katına yükselişini anlatmaktadır. Eserini fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla kaleme alan Zuhrî’nin, bu eserinde pek çok redif bulunmakta olup farklı türlerden kafiyeler kullanılmıştır. Biyografik kaynaklarda şairin hayatına ve Nûr-nâme-i Muhammed’e dair herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Mesnevide, dil özellikleri bakımından Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait -ısar/-iser, -uban/-üben, -gıl/-gil gibi ekler çok defa kullanılmış olsa da eser, 19. yüzyılın ortalarında telif edilmiştir. Bu çalışmada Zuhrî’nin Nûr-nâme-i Muhammed adlı eseri şekil, muhteva ve dil özellikleri bakımından incelenecektir. Bu inceleme, İslami Türk edebiyatına zerre miktarı da olsa katkı sağlayacaktır.
Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi
Title: Nûr-nâme-i Muhammed Adlı Miraç-nâme
Description:
Klasik Türk edebiyatı bünyesinde kaleme alınan manzumeler, türlerine göre incelendiği zaman Hz.
Peygamber’i methetmek için yazılan eserlerin çok fazla olduğu görülecektir.
Naatlar başta olmak üzere mevlid, hicretü’n-Nebî, esmâ-i Nebî, gazavât-ı Nebî, mucizât-ı Nebî, ahlâku’n-Nebî, hilye, şefâat-nâme, kırk hadis, vefâtü’n-Nebî, Muhammediyye gibi pek çok türün Hz.
Muhammed’i anlatmaya çalıştığı ve bunların sayısının da çokluğu fark edilecektir.
Müslüman Türk halkının ve divan şairlerinin Hz.
Peygamber’e olan sevgisini ve ona verdikleri değeri gösteren bu durum, edebiyatımızın geneline yayılmış ve bu sevgiyi ortaya koymak üzere yazılmış pek çok eserin çıkmasına vesile olmuştur.
Onun hayatı sadece edebiyata değil diğer güzel sanat dallarına da ilham kaynağı olmuştur.
Hz.
Peygamber’in hayatında pek çok olağanüstü hadise/mucize cereyan etmiştir.
Bunlardan biri olan miraç, hem Türk edebiyatında hem de diğer Müslüman milletlerin edebiyatlarında sıkça işlenen konulardan biri olmuştur.
Miracı anlatan eserler miraç-nâme veya miraciye adıyla daha çok İran ve Türk edebiyatlarında kaleme alınmıştır.
Bu konuda en çok eser edebiyat alanında verilmiş olmakla birlikte minyatür, mûsikî, hat ve kitap sanatlarında ele alınan konulardan biri olmuştur.
Türk edebiyatında en çok işlenen konulardan biri hâline gelen miraç, başlangıçta siyerlerin bir bölümü olarak ele alınmıştır, daha sonra müstakil bir tür olmuştur.
12.
yüzyıldan beri gerek manzum gerekse mensur miraç-nâmeler yazılmıştır.
Türk edebiyatında 16.
yüzyıldan itibaren divanlarda da yer almaya başlayan miraciyeler, sonraki yüzyıllarda neredeyse her divanda kendine yer bulmuştur.
Divan şairleri içinde miraciye yazma geleneği 19.
yüzyılda da devam etmiştir.
Çalışmaya konu olan 19.
yüzyıl divan şairlerinden Zuhrî de eserinde miracı anlatan müelliflerden biridir.
Tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda Zuhrî’nin hayatı hakkında bilgi bulunamamıştır.
Bu sebeple Zuhrî’ye ait bilgiler -geniş bilgi elde etmek mümkün olmasa da- Nûr-nâme-i Muhammed adlı eserinden çıkarılmıştır.
Müellif, eserinde mahlasını iki yerde kullanmıştır.
Eserin son beytinde Nûr-nâme-i Muhammed’in 1253/1837 yılında tamamlandığı belirtilmiştir.
Mesnevide yer alan üç beyitte Gazi Sultan Mahmud Han zikredilmiştir.
Eserin telif tarihinden hareketle bu padişahın Sultan II.
Mahmud olduğu anlaşılmaktadır.
Zuhrî, mesnevisinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve onun meşhur eseri Mesnevî’yi zikrettiği için ve dahi okuyucuya birkaç yerde “ey dede” diye hitap ettiği için Zuhrî’nin Mevlevi olduğuna kanaat getirilmiştir.
Mesnevi nazım şekliyle ve miraciye nazım türüyle kaleme alınan 860 beyitlik Nûr-nâme-i Muhammed, Zuhrî’nin bilinen tek eseridir.
Zuhrî, bu eserini üç bölüm olarak tasarlamıştır.
Birinci bölümün önemli bir kısmını nûr-ı Muhammedî fikrine ayıran Zuhrî, asıl bölümde Hz.
Muhammed’in bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülmesini, Mescid-i Aksa’dan da Allah’ın katına yükselişini anlatmaktadır.
Eserini fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla kaleme alan Zuhrî’nin, bu eserinde pek çok redif bulunmakta olup farklı türlerden kafiyeler kullanılmıştır.
Biyografik kaynaklarda şairin hayatına ve Nûr-nâme-i Muhammed’e dair herhangi bir bilgi bulunamamıştır.
Mesnevide, dil özellikleri bakımından Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait -ısar/-iser, -uban/-üben, -gıl/-gil gibi ekler çok defa kullanılmış olsa da eser, 19.
yüzyılın ortalarında telif edilmiştir.
Bu çalışmada Zuhrî’nin Nûr-nâme-i Muhammed adlı eseri şekil, muhteva ve dil özellikleri bakımından incelenecektir.
Bu inceleme, İslami Türk edebiyatına zerre miktarı da olsa katkı sağlayacaktır.

Related Results

Constantinople as 'New Rome'
Constantinople as 'New Rome'
<!--[if gte mso 9]><xml> <o:DocumentProperties> <o:Revision>0</o:Revision> <o:TotalTime>0</o:TotalTime> <o:Pages>1</o:Pages> &...
KONSEP PENGEMBANGAN DIRI ARISTOTELES
KONSEP PENGEMBANGAN DIRI ARISTOTELES
<p><!--[if gte mso 9]><xml> <w:WordDocument> <w:View>Normal</w:View> <w:Zoom>0</w:Zoom> <w:TrackMoves /> <w:TrackFormatting...
Diarréia nosocomial e outras infecções adquiridas em hospital universitário
Diarréia nosocomial e outras infecções adquiridas em hospital universitário
<!--[if gte mso 9]><xml> <w:WordDocument> <w:View>Normal</w:View> <w:Zoom>0</w:Zoom> <w:TrackMoves /> <w:TrackFormatting /> &l...
A CHINA E A TRANSIÇÃO SOCIALISTA – UM BREVE BOSQUEJO
A CHINA E A TRANSIÇÃO SOCIALISTA – UM BREVE BOSQUEJO
<!--[if gte mso 9]><xml> <o:DocumentProperties> <o:Revision>0</o:Revision> <o:TotalTime>0</o:TotalTime> <o:Pages>1</o:Pages> &...
Traditional Knowledge of Asmat Ethnic Group in Using Woods as Carving Materials at Asmat District
Traditional Knowledge of Asmat Ethnic Group in Using Woods as Carving Materials at Asmat District
<!--[if gte mso 9]><xml> <w:WordDocument> <w:View>Normal</w:View> <w:Zoom>0</w:Zoom> <w:TrackMoves /> <w:TrackFormatting /> &l...
Grevillea papuana as Traditional Medicine by Lani Ethnic Group in Jayawijaya
Grevillea papuana as Traditional Medicine by Lani Ethnic Group in Jayawijaya
<!--[if gte mso 9]><xml> <w:WordDocument> <w:View>Normal</w:View> <w:Zoom>0</w:Zoom> <w:TrackMoves /> <w:TrackFormatting /> &l...

Back to Top