Search engine for discovering works of Art, research articles, and books related to Art and Culture
ShareThis
Javascript must be enabled to continue!

Nicholas of Cusa’da Dinî Tecrübe

View through CrossRef
Nicholas of Cusa, Erken Rönesans döneminin önemli filozoflarından birisidir. Platon düşüncesi temelinde geliştirmiş olduğu mistik nitelikteki felsefesini, Hıristiyan Batı Düşüncesine katkı sunacak içerikte oluşturduğu bir literatürde ele almıştır. Katolik bir din adamı olan Cusa’nın Skolastik Felsefeye alternatif üretme çabası olarak değerlendirilebilecek görüşlerinin en önemli tezahür alanlarından birisi dini tecrübedir. Panteistik temaları yoğun bir Tanrı anlayışı doğrultusunda ortaya koymuş olduğu dini tecrübe görüşü, Tanrı ile insanın birlikte paylaştığı bir tecrübe olarak öne çıkmaktadır. Cusa, Antik felsefenin insan anlayışını, Skolastik felsefeden farklı olarak, teolojik bağlamla sınırlı olmayan bir bakış açısıyla yeniden üretmeye çalışmıştır. İnsanın epistemik açıdan bütüncül bir yaklaşımla ele alındığı bu anlayışta, kognitif yetilerin aşamalı ve katmanlı bir şekilde işlevsel kılındığı görülmektedir. Bu yetilerin nihai noktasını oluşturan idrakin temelinde yer aldığı Cusa mistisizmi, bu anlamda duygu ile bilgiyi kendinde bir araya getiren ya da duyguya kognitif bir içerik sağlamaya çalışan bir yapı olarak değerlendirilebilir. Ancak bu bilgi, bildiğimiz anlamda tasdiki bir bilgi değil, aslında bir bilinç halidir ve onda Tanrı’ya yönelik varoluşsal bir yönelim, belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır. Cusa’nın “idraki rüyet” olarak adlandırdığı bu yetkinlik sağlandığında, sezginin oldukça zengin ve çeşitlilikler içeren bir bütünlükle birçok zihinsel ve duyusal edimin birlikteliğini sağlayan bir unsura dönüşeceği varsayılmaktadır. Bu çalışmanın temel tezi, Cusa’nın Tanrı tecrübesini her bir bireyin tekil tecrübesini doğrudan doğruya Tanrı’yla paylaştığı yüz yüze bir ilişki olarak tanımladığıdır. Bu tecrübi durumu “zihinsel bir görü” olarak nitelendiren Cusa, böylece bütüncül bir varlık idrakine ulaşmayı ve ulaştığı bu noktanın aslında Tanrı’nın tecrübesinin yanında Tanrı’nın kendini tecrübe ettiğine dair bir bilinç düzeyinin gerçekleşmesi olduğu düşüncesindedir. Dolayısıyla Cusa, insana has bir tecrübe olarak dini tecrübeyi, insanın bu Tanrısal faaliyetlere zihinsel olarak katılan, şahitlik eden bir varlık olduğu varsayımından hareketle ortaya koymuştur.
Erciyes Universitesi
Title: Nicholas of Cusa’da Dinî Tecrübe
Description:
Nicholas of Cusa, Erken Rönesans döneminin önemli filozoflarından birisidir.
Platon düşüncesi temelinde geliştirmiş olduğu mistik nitelikteki felsefesini, Hıristiyan Batı Düşüncesine katkı sunacak içerikte oluşturduğu bir literatürde ele almıştır.
Katolik bir din adamı olan Cusa’nın Skolastik Felsefeye alternatif üretme çabası olarak değerlendirilebilecek görüşlerinin en önemli tezahür alanlarından birisi dini tecrübedir.
Panteistik temaları yoğun bir Tanrı anlayışı doğrultusunda ortaya koymuş olduğu dini tecrübe görüşü, Tanrı ile insanın birlikte paylaştığı bir tecrübe olarak öne çıkmaktadır.
Cusa, Antik felsefenin insan anlayışını, Skolastik felsefeden farklı olarak, teolojik bağlamla sınırlı olmayan bir bakış açısıyla yeniden üretmeye çalışmıştır.
İnsanın epistemik açıdan bütüncül bir yaklaşımla ele alındığı bu anlayışta, kognitif yetilerin aşamalı ve katmanlı bir şekilde işlevsel kılındığı görülmektedir.
Bu yetilerin nihai noktasını oluşturan idrakin temelinde yer aldığı Cusa mistisizmi, bu anlamda duygu ile bilgiyi kendinde bir araya getiren ya da duyguya kognitif bir içerik sağlamaya çalışan bir yapı olarak değerlendirilebilir.
Ancak bu bilgi, bildiğimiz anlamda tasdiki bir bilgi değil, aslında bir bilinç halidir ve onda Tanrı’ya yönelik varoluşsal bir yönelim, belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır.
Cusa’nın “idraki rüyet” olarak adlandırdığı bu yetkinlik sağlandığında, sezginin oldukça zengin ve çeşitlilikler içeren bir bütünlükle birçok zihinsel ve duyusal edimin birlikteliğini sağlayan bir unsura dönüşeceği varsayılmaktadır.
Bu çalışmanın temel tezi, Cusa’nın Tanrı tecrübesini her bir bireyin tekil tecrübesini doğrudan doğruya Tanrı’yla paylaştığı yüz yüze bir ilişki olarak tanımladığıdır.
Bu tecrübi durumu “zihinsel bir görü” olarak nitelendiren Cusa, böylece bütüncül bir varlık idrakine ulaşmayı ve ulaştığı bu noktanın aslında Tanrı’nın tecrübesinin yanında Tanrı’nın kendini tecrübe ettiğine dair bir bilinç düzeyinin gerçekleşmesi olduğu düşüncesindedir.
Dolayısıyla Cusa, insana has bir tecrübe olarak dini tecrübeyi, insanın bu Tanrısal faaliyetlere zihinsel olarak katılan, şahitlik eden bir varlık olduğu varsayımından hareketle ortaya koymuştur.

Related Results

Nicholas of Cusa’da Tanrı Hakkında Konuşmanın İmkânı
Nicholas of Cusa’da Tanrı Hakkında Konuşmanın İmkânı
Bu çalışmanın amacı, 15. yy.’ın en önemli filozoflarından sayılan Nicholas of Cusa’nın din dili anlayışı ve özellikle Tanrı hakkında ne türden tanımlamaların yapılabileceği konusun...
Nicholas of Cusa and Muhammad
Nicholas of Cusa and Muhammad
Nicholas of Cusa (1401–1464), thinker, polymath, and cardinal, had a long-standing interest in Islam. To date, however, no work has satisfactorily dealt with his volatile attitude ...
Qaraciyər rezeksiyalarından sonrakı ağırlaşmaların proqnozlaşdırılması və profilaktikası
Qaraciyər rezeksiyalarından sonrakı ağırlaşmaların proqnozlaşdırılması və profilaktikası
The aim of this study was to evaluate liver resection techniques, increase regeneration and to predict complication after hepatectomies. Results of liver resection in the 165 patie...
Qaraciyər rezeksiyalarından sonrakı ağırlaşmaların proqnozlaşdırılması və profilaktikası
Qaraciyər rezeksiyalarından sonrakı ağırlaşmaların proqnozlaşdırılması və profilaktikası
The aim of this study was to evaluate liver resection techniques, increase regeneration and to predict complication after hepatectomies. Results of liver resection in the 165 patie...
“Sacred Theology” of Nicholas of Cusa in the portraits and altar paintings of the artists of the Early Netherlandish painting
“Sacred Theology” of Nicholas of Cusa in the portraits and altar paintings of the artists of the Early Netherlandish painting
The subject of this research is the processes that unfolded in the spiritual sphere of the Netherlandish society of the XV century, which can be assessed by the treatises of the pr...
Michaella Mihriban Özelsel’de Dinsel Değişim
Michaella Mihriban Özelsel’de Dinsel Değişim
19. yy.’da çeşitli akımların etkisiyle batıda gerçekleşen ihtida hareketleri din psikolojisi ile ilgilenen uzmanların konuyu ele almaya ve araştırmaların yapılmasına yol açmıştır. ...
Existence and Intellect in Nicholas of Cusa
Existence and Intellect in Nicholas of Cusa
Varlığın mahiyeti meselesi, insanın varlığa hangi açıdan muhatap olduğu ile doğrudan ilgilidir. Felsefe tarihinde ortaya çıkmış olan farklı ekoller arasındaki ayrımı oluşturan da, ...
I Know That I Do Not Know: Nicholas of Cusa’s Augustine
I Know That I Do Not Know: Nicholas of Cusa’s Augustine
AbstractNicholas of Cusa read Augustine, like he read Dionysius the Areopagite, as teaching that God was best known and encountered in an understanding of one’s own ignorance of ul...

Back to Top